Ankilozan spondilit (Spondilartrit) nedir?
Halk arasında yaygın olarak "İltihaplı bel romatizması" veya "omurga iltihabı" olarak meşhur olmuş hastalığın tıp dilinde tam karşılığı "omurga romatizması" olarak bilinmektedir.Hastalık omurga dediğimiz boyundan bele kadar olan bölgenin ve bunların ekleri olarak tanımladığımız kasların kemiklere bağlandığı yerlerin iltihaplanmasıyla ortaya çıkan kronik inflamatuar karakterli bir hastalıktır.
Tıp dilinde "ankiloz"kavramı daha çok kemiklerin birbirine kaynaşarak yapışmasını ifade eder. Ancak bu durum her ankilozan spondilit hastasında ortaya çıkmaz. Oran olarak bu olumsuz durumla karşılaşılan hasta sayısı neredeyse her 5 hastadan 1'i olarak kendini gösterebilmektedir. Ankilozan spondilit ilk olarak sakroillak eklem olarak bilinen alt belde yani leğen kemiği ve kuyruk sokumunun birleştiği bölgede başlar.
Hastalığın epidemiyolojisi
Dünya ve Türkiye'de görülme sıklığı yüzde 0,5-1 arasında değişmektedir.Kaba rakamla ifade etmek gerekirse neredeyse her 100-150 kişiden 1'inde hastalık görülmektedir. Hastalık erkeklerde kadınlara oranla 3 kat daha fazladır. Maalesef hastalık en sık gençlerde ve genç yaşlarda ortaya çıkmaktadır.Öyle hastalığın en yoğun görüldüğü yaş gurubu 16 ile 40 yaş arasındadır. Ankilozan spondilit hastalığında eklemlerin tutulumu simetrik bir görünümdedir.
Hastalık genetik karakterli bir hastalık olup hastaların yüzde 80'inden fazlasında HLA B27 geni pozitiftir ve hastalığın merkezinde bu gen vardır. Bu gen sebepli olarak vücudu korumakla görevli bağışıklık sisteminin eklem ve omurgalara saldırdığı tezi seslendirilmektedir.
Uzmanlar her HLA B27 geni pozitif kişiyi bu katogoriye sokmamaktadır.Sağlıklı olupta bu genin yüzde 7-10 oranında pozitif olduğu sağlıklı insanlarda bulunmaktadır.
Hastalık hakkında çevresel aktörlerin etkisiyle genetiği yatkın bireylerde ortaya çıktığını söylemek daha doğru bir tespit olabilir.
Genetik karakterli bu hastalıkta her ankilozan spondilit hastasının birinci dereceden yakını da bu hastalığa yakalanır durumu söz konusu değildir.Konunun uzmanları bu ihtimali %10-20 arasında tespit etmişlerdir.Ancak her şeye rağmen ankilozan spondilit hastalarının 1.derece yakınlarında hastalık diğer insanlara oranla neredeyse 10 kat daha fazla ortaya çıkabilmektedir.Bu sebeple bu hastalığın yaşandığı bireylerin yakınları da bu riski göz ardı etmemelidir.
Hastalığın belirti ve semptomları
*İltihabi karakter taşıyan bu sinsi hastalık, bilhassa omurga eklemlerini tutarak bölgede tutukluk,ağrı ve fonksiyon kaybına kadar varan sonuçlar doğurabilmektedir.
*Hastalığın belirtileri ve semptomları her hastada aynı olmayacağı gibi farklı bir seyir takip edebilir.
*Ankilozan spondilit çoğunlukla ergenliğin geç döneminde ortaya çıkabildiği gibi erken erişkinlik döneminde de görülebilir. Ülkeden ülkeye başlangıç yaşı farklılık göstermekle birlikte özellikle batılı toplumlarda yaş ortalaması 23 olarak karşımıza çıkmaktadır.
*Her yüz hastadan 5'inde belirti ve semptomlar sinsi olarak 40 yaşına kadar ilerler ve bu yaşlarda kendini ele verir.
Ankilozan Spondilitin komplikasyonları nelerdir?
*Hastalığın gelişimi ve şiddeti hastadan hastaya değişiklik gösterebilmektedir.Bu yönüyle kişiye özel bir hastalık hüviyetindedir.
*Ankilozan spondilitin en görülen komplikasyonlarının başında uveit denilen göz iltihabı gelmektedir.Hızlı gelişen bu komplikasyonda daha çok tek gözün etkilenmesi söz konusudur.Gözün ışığa karşı hassasiyeti artarak görmede bulanıklaşmaya varan sıkıntılar yaşanır.
*Maalesef hastaların bazılarında omurga esnekliğini kaybedebilmektedir.Sonuçta kişi başını ve vücudunu rahat hareket ettirmede zorluklar yaşayacak kamburlaşmaya varan durumlar yaşanabilecektir.
*Hastalıkla birlikte sedef hastalığı vb cilt rahatsızları görülebilmektedir.
*Ankilozan spondilit hastalarında bağırsakların iltihaplanması sebepli Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı ortaya çıkabilir.
*Hastalıkla birlikte omurgalarda ortaya çıkan iltihap ve takip eden hareket kabiliyetinin azalmasıyla birlikte kemiklerde mineral yoğunluğu azalarak omurgada çökme kırığı meydana çıkar.Sonuçta duruş bozukluğuyla birlikte kamburluğa varan problemler yaşanır.
*Akciğer kapasitesinde azalmayla birlikte nefes darlığı ortaya çıkabilir.
*Hastalıkta nadir de olsa bazı kalp problemleri ve böbrek tutulumu da yaşanabilmektedir.