Bu soruyu Dr. Mehmet İlteber Bahadır şu şekilde cevaplıyor. Cildimizin ana görevi vücudumuzun dış etmenlerden ışık, toz ve çeşitli canlı organizmalardan korumaktır. Üst cildimiz dış dünya ile vücudumuz arasında kesintisiz bir bariyer görevi üstlenir. Dış etmenlerin vücutla teması halinde çeşitli alerjik reaksiyonlar ve enfeksiyonlar gelişebilir. Sedef hastalarının lezyonlu bölgelerinde bu bariyer bozulmuştur ve ana görevini yapamıyordur.

İşte lezyonlu bölgelere aşırı krem ve yağ sürüldüğü takdirde bariyer yapısı bozulduğundan ötürü cilt görevini yapamaz. Yaralar kızarır, şişer ve hastanın kaşıntısında büyük artış olur. Lezyonlara baktığınızda lezyonun ortası kenarlarına göre şiş, koyu kırmız renkte ve yaraların üstünde ve kenarlarında kaşıntı ve tırnak izlerini görürsünüz. Bu hasta kullandığı cilt bakım kremlerini ve yağlarını yanlış kullanmış. Kendisine ve lezyonlarına büyük zarar vermiştir. Yanlış krem kullanımı sonucunda her hastada sedef hastalığı lezyonları hızla büyür, birleşir. Gece kaşıntısıyla devam eden irritabl bir durum olur.

Unutulmamalıdır ki iyileşen bir lezyonda lezyonlar açık pembe, kaşıntısız ve ortası şiş değil, çukur ve hatta normal sağlıklı bir cildi gözlemlemek gerekmektedir. Kişinin lezyonları ortadan kenara doğru iyileşir. Peki o zaman zaruri olarak kullanmamız gereken cilt bakım kremlerini hangi miktarda ve nasıl sürmeliyiz sorusunu cevaplayan Dr. Mehmet İlteber Bahadır, hasta ortalama olarak bir kola yeterli kıvamda olan bir kremi bir leblebi büyüklüğü kadar parmak uçlarına alarak asla direkt olarak lezyona değil, yaranın 5 – 10 santim kenarından sağlıklı ciltten yayarak lezyonların üstüne doğru sürmelidir dedi!!!

Bu sürüş tekniğini kliniğimiz gelen her hastaya tek tek uygulamalı olarak öğretirim. Bu sürüş tekniğinden hiçbir klinikte hastalara bahsedilmez. Kişi hangi cilt bakım kremini ya da yağını sürerse sürsün. Eğer Hasta kremi avucunun içine döküp direkt olarak lezyonların üstüne veya çatlaklara ovalayarak uygularsa kullanmış olduğu krem üst cilt epidermisden alt cilde yani kan damarlarının olduğu bölgeye geçer. Hastanın lezyonlarında alevlenme, koyu kızarıklık, şişme ve kaşıntıyla beraber yaraların büyümesine ve artmasına sebep olur. Asla hangi krem olursa olsun (Kortizonlu kremler hariç) cilt bakım kremleri bu şekilde kullanılmamalıdır.

Krem kullanımı yaklaşık bir kola bir leblebi en fazla bir nohut büyüklüğü kadar parmak uçlarına alınarak önce yaranın 5 – 10 santim uzağından sağlam derisine temas ettirilerek daha sonra sağlam ciltten yayarak yaralı bölgeye doğru sürmelidir. Bu şekilde kullanımda yaralar şişmez. Siz nemlendirmeniz gereken üst cildi epidermisi nemlendirmiş olursunuz. Alt cilt dediğimiz kan damarlarının olduğu bölgeye kremler ve yağlar geçmeyeceğini belirten Dr. Mehmet İlteber Bahadır şöyle konuştu. Unutulmamalı ki sedef hastalığı lezyonları açık pembe ortası çökük kenarları daha kalın ve kaşıntısız olmalıdır.

Yukarıda anlattığım basit teknik maalesef hiçbir yerde hastalara anlatılmamaktadır. Hastaların hemen hepsi kullandıkları kremleri direkt olarak avuç içine bol miktarda alarak lezyonların direkt üstüne ovalayarak uygulamaktadırlar. Bu maalesef günümüzde her sedef hastasının yaptığı en büyük yanlıştır. Bu tarz krem kullanımı yaraların büyümesine, birleşmesine, artmasına sebep olduğunu belirten Dr. Mehmet İlteber Bahadır şöyle devam etti. Oysa benim anlattığım teknikte yani az miktarda kremin yaranın ortalama 5 – 10 santim uzağından başlayıp yayarak sağlıklı ciltten yaralara doğru sürülmesinde kremler alt cilde geçmez. Kan damarlarının bulunduğu bölgeye krem zarar vermez. Alerjik reaksiyon oluşmaz. Hasta doğru krem kullanımı sonrası ferahlar. Kaşıntılarının kaybolduğunu, çatlamalarının azaldığını ve kabuklanmanın kaybolduğunu söyler.

Her zaman söylediğim gibi ister bizim klinikte veya başka klinikte tedavi görsün. Yanlış miktarda ve teknikte krem kullanımı sedef hastalığını arttırır. Doğru krem, doğru miktar ve doğru teknik bu hastalığın tedavisinde olmazsa olmaz mecburiyetimizdir. Sağlıcakla kalın, hoşçakalın.

Dr. Mehmet İlteber Bahadır